Nice 50 yıllara!

Dünyanın önde gelen moda tasarımcıları, modaevlerinin yöneticileri ve moda dünyasının en etkili figürleri geçen hafta sonu İstanbul’daydı.

Beymen’in 50. yılını kutlamak üzere.

Aynı zamanda lüksün bu topraklardaki 500 yıllık yolculuğunu da ‘Golden Opulence’ başlıklı bir sergi, kitap ve belgesel projesiyle de anlattılar.

Assouline ile hazırlanan “Golden Opulence” kitabının yazarlığını, serginin küratörü Laurence Benaïm üstlendi.

Kitabın fotoğrafları ise Laziz Hamani’nin imzasını taşıyor.

Depo Film ile birlikte hazırlanan belgeseli ödüllü İngiliz yönetmen Khadifa Wong çekti.

50’yi aşkın dünya markasının Beymen için bu topraklardan aldıkları ilhamla tasarladıkları eserler ise Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Golden Opulence” sergisinde. 

Önce aralarında akademisyenler, sanat tarihçileri, müze müdürleri ve yazarların da bulunduğu uzman isimlerin bir araya geldiği bir Danışma Kurulu oluşturuldu.

Coğrafyamızın 500 yıllık tarihinde iz bırakan objelerden mücevherlere, el yazmalarındaki motif ve süslemelere uzanan bir derinlikte gerçekleştirilen çalışmanın verileri, lüks moda ve tasarım dünyasına yön veren 50’yi aşkın global marka ile paylaşıldı.

Peki ama hangi markalar?

Valentino’dan Balmain’e, Dior’dan Givenchy’e, Etro’dan Brunello Cucinelli’ye, Stella McCartney’den Dolce&Gabbana’ya, Zimmermann’dan Victoria Beckham’a lükse ve modaya küresel ölçekte yön veren 50’yi aşkın markanın her biri, bu değerli çalışmadan aldıkları ilhamla kendi kimliklerini yansıtan Beymen’e özel parçalar tasarlayıp üretti.

Bu eserler, 50. yıl kutlamaları kapsamında, küratörlüğünü gazeteci ve yazar Laurence Benaïm’in üstlendiği “Golden Opulence” sergisinde bir araya getirildi.

“Precious Dreams”, “Bosphorus Gardens” ve “Mineral Roundness” temalarıyla üç bölüme ayrılan sergi, dünya moda haftalarında önemli projelere imza atan tasarım ve prodüksiyon ajansı Bureau Betak’ın fütüristik bir yapıya dönüştürdüğü, İstanbul’un en etkileyici tarihi yapılarından birinde Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde. Beymen’in de bünyesinde bulunduğu Mayhoola for Investments LLC CEO’su, Valentino ve Balmain’in Yönetim Kurulu Başkanı Rachid Mohamed Rachid, “Beymen, bu eşsiz proje ile Türkiye’ye teşekkürlerini kalıcı bir armağanla sunuyor. Bu projenin, Türkiye’de lüks ürünlerin tasarım ve üretimine katılımın artmasına yönelik teşvik edici bir kuvvet olacağına inanıyorum. Bu toprakların kültürel mirasının zenginliğini ve derinliğini, kendine özgü lüks anlayışını ve eşsiz değerleriyle dünyayı etkileme kabiliyetini sergileyerek; Türkiye’de yaşayan herkesin, özellikle de gençlerin gurur duyacakları ve ilham alacakları bir proje ortaya koyduğumuza inanıyorum” diyor.

Yurtdışındaki imrenerek gezdiğimiz moda sergileri kadar etkileyici bu sergiyi mutlaka görmekte fayda var.

Sergi 30 Kasım’a kadar ziyarete açık.

Artweeks neden kaçırılmamalı?

Kaçırılmaması gereken sanat etkinliklerinden biri de hiç şüphesiz Sıraevler’de yapılan Artweeks Akaretler.

Sekizinci edisyonu başlayan Artweeks’e şehrin önde gelen birçok sanat galerisi katılıyor.

Peki ama hangileri?

Dirimart, Pilevneli, PG Art Gallery, Anna Laudel, X-İst, Merkur Galeri, Galeri Siyah beyaz, Öktem Aykut, Ferda Art Platform, Martch, İyilik İçin Sanat, Galeri Nev İstanbul, Galeri Bosfor, Taksim Sanat, Doğançay Müzesi, Şerife Bilgili Ercantürk, Mine Sanat Galerisi, Muse Contemporary, One Arc Gallery, Gallery Kairos, Cengiz Yatağan gibi Türkiye’nin önde gelen galerileri ve sanatçıları…

Bilgili ve UBS sponsorluğundaki Artweeks’in açılış yemeği Şerife Bilgili Ercantürk ev sahipliğinde Soho House İstanbul’da gerçekleşti.

Artweeks’in en etkileyici yanlarından biri çok yakın zamanda ve çok erken kaybettiğimiz Haluk Akakçe’nin Akaretler’deki evi ve atölyesinin ziyarete açılması.

Haluk Akakçe’nin eşi Nevzat Bayazıt Akakçe’in girişimiyle gerçekleşen bu atölye ziyaretleri Haluk’u anmak için önemli bir fırsat.

Hatırlatalım, Artweeks 16 Kasım’a kadar devam ediyor ve pazartesi hariç her gün 19.00’a kadar açık.

Artweeks’in çağdaş sanatın yanı sıra bir de İstanbul sosyal hayatına önemli etkisi var.

1875’te Sarkis Balyan tarafından yapılan Akaretler, önce Bilgili Holding tarafından yenilenmesi, sonra W otel ve butiklerin açılışı, butiklerin yerine daha sonra ise daha genç bir kitleye hitap eden yeni yeme-içme mekanlarının gelişiyle İstanbul’un değişen yüzünün de önemli simgelerinden oldu.

İşte Artweeks, hem şehirdeki değişimi hem de çağdaş sanattaki gelişmeleri takip etmek için iyi bir fırsat.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir